Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa'nın savunma ve dış politikada daha bağımsız olması gerektiğini savunarak stratejik özerklik çağrısını yineledi. Bu vizyon, Avrupa Birliği içinde farklı görüşlerle karşılanıyor.
Macron’dan Avrupa’ya çağrı: “Kendi kaderimizi tayin etmeliyiz”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Avrupa Birliği’nin geleceği hakkında önemli mesajlar verdi. “Avrupa’mız ölümlü, ölebilir” diyen Macron, kıtanın güvenlik politikalarını Washington ya da Moskova merkezli değil, Avrupa merkezli düşünmesi gerektiğini belirtti.
Macron’un bu çıkışı, özellikle Ukrayna savaşı sonrası oluşan yeni jeopolitik dengeler bağlamında önem taşıyor. Fransa, uzun süredir Avrupa'nın NATO'ya bağımlı kalmaksızın kendi savunma kabiliyetlerini geliştirmesi gerektiğini savunuyor.
Avrupa içinde bölünmüş vizyon: Almanya ve Doğu Avrupa ne diyor?
Stratejik özerklik söylemi, Avrupa Birliği içinde fikir birliğiyle karşılanmıyor. Almanya, ortak Avrupa savunması fikrine mesafeli yaklaşırken, Polonya, Baltık ülkeleri ve Romanya gibi ülkeler ise ABD’nin güvenlik şemsiyesinin vazgeçilmez olduğunu düşünüyor.
Berlin yönetimi, AB’nin savunma projelerinde daha temkinli adımlar atılmasını savunurken, Doğu Avrupa ülkeleri NATO'nun caydırıcılığını birincil öncelik olarak görmeye devam ediyor.
Savunma sanayii yatırımları kritik rol oynayacak
Avrupa’nın stratejik özerklik vizyonu, sadece siyasi bir irade değil aynı zamanda ciddi ekonomik yatırımlar gerektiriyor. Kıtadaki askeri sanayi kapasitesinin artırılması, ortak silah sistemlerinin geliştirilmesi ve savunma koordinasyonunun güçlendirilmesi gerekiyor.
Bu bağlamda, Avrupa Savunma Fonu (EDF) ve PESCO gibi girişimler önemli fırsatlar sunsa da hâlihazırda ulusal çıkarlar ve bütçeler arasında uyumsuzluk bulunuyor.
Uzman yorumu: “Stratejik özerklik kolay değil ama gerekli”
Dış politika uzmanı Prof. Dr. Helga Schmid’e göre, Macron’un önerdiği türden bir Avrupa savunma yapısı kısa vadede gerçekleşmesi zor bir hedef:
“Avrupa stratejik olarak daha bağımsız olmak zorunda. Ancak bu, sadece savunma bütçesi değil, siyasi uyum, liderlik ve halk desteği de gerektiriyor.”
Türkiye ne düşünüyor?
Türkiye, Avrupa’nın stratejik özerklik girişimlerini NATO bağlamında dikkatle izliyor. Ankara, NATO’nun birincil güvenlik platformu olarak kalması gerektiğini savunuyor ancak Avrupa savunma projelerinde iş birliğine de açık olduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre, bu süreç Türkiye-AB ilişkileri açısından yeni diplomatik alanlar da yaratabilir.
Avrupa yeni bir savunma paradigması mı kuruyor?
Avrupa’nın stratejik özerklik hedefi, sadece savunma değil aynı zamanda dış politika, sanayi ve enerji gibi alanları da kapsayan bütünsel bir dönüşüm vizyonudur. Macron’un çıkışı, bu dönüşümün hızlanmasına yönelik önemli bir siyasi baskı oluşturuyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: