İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı yeniden açtı ve beş şüpheli hakkında kasten öldürme suçundan müebbet hapis istemiyle dava açtı. İddianame, Dorukhan’ın sırtına sert bir aletle vurularak öldürüldüğünü ve cesedinin bulunduğu yere taşındığını belirtiyor.
Ethem Büyükışık’ın delil karartma iddiaları, sahte raporlar ve çelişkili ifadeler, soruşturmayı derinleştirdi. Adli Tıp Kurumu raporları ile Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun incelemeleri, ölümün yüksekten düşme olmadığını doğruladı. Olay, yalnızca bir cinayet davası değil, aynı zamanda devlet kurumlarındaki ihmaller ve örtbas girişimleri üzerine de çarpıcı bir tartışma başlattı. İşte, bu trajik olayın detayları.
Dorukhan Büyükışık Cinayeti: Olayın Gelişimi
Dorukhan Büyükışık, 13 Mayıs 2018 gecesi Narlıdere’deki evinden yürüyüş için çıktı. Sabah saatlerinde, evine 600 metre mesafedeki Tanyer İnşaat’a ait bir şantiyenin istinat duvarında cansız bedeni bulundu. Olay, ilk etapta intihar olarak kaydedildi. Ancak baba Ethem Büyükışık, oğlunun kıyafetlerinde yırtık olmaması, vücudunda yüksekten düşme izi bulunmaması ve sekiz kaburga kemiğinin kırılması gibi bulgular nedeniyle cinayet şüphesi taşıdı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, Büyükışık’ın itirazları ve sunduğu raporlarla dosyayı yeniden açtı. İddianame, Dorukhan’ın sırtına demir bir aletle vurularak öldürüldüğünü ve cesedinin şantiye içinde taşındığını ortaya koydu. Şantiyede bulunan bekçiler H.K. (68), H.A. (76), T.Ç. (40), işçi B.Ç. (46) ve yakın bölgedeki bekçi A.G. (76) şüpheli olarak yargılanıyor.
Deliller ve Çelişkiler
İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianame, önemli bulgulara işaret ediyor. Adli Tıp Kurumu raporları, Dorukhan’ın cesedindeki yaraların yüksekten düşme ile uyumlu olmadığını, ancak bir başkasının etkisiyle ölümün gerçekleşmiş olabileceğini belirtti. Adli Bilimciler Derneği’nin raporu, ölümün darp sonucu olduğunu doğruladı. Dorukhan’ın sırtındaki kosta kırıkları, sert bir aletle vurulduğunu gösteriyor. Cesedin bulunduğu pozisyon, sırt üstü ve düzgün bir şekilde istinat duvarına yerleştirilmiş olması, düşme senaryosunu çürüttü. Şüphelilerin ifadeleri çelişkili; bazıları bağırtı sesi duyduklarını belirtse de, 19 kamera kaydının kaybolması, parmak izlerinin silinmesi ve sahte delil üretilmesi şüpheleri artırdı. Olay yerindeki MOBESE ve şantiye kameralarının kayıtlarının alınmaması, soruşturmadaki ihmalleri gözler önüne serdi.
Ethem Büyükışık’ın Mücadelesi
Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, oğlunun cinayet kurbanı olduğunu kanıtlamak için yedi yıl boyunca adeta dedektif gibi çalıştı. Ankara Üniversitesi’nden üç uzmanın hazırladığı raporda, Dorukhan’ın darp sonucu öldüğü bilimsel olarak ortaya kondu. Büyükışık, Jandarma Kriminal Laboratuvarı’nın sahte rapor düzenlediğini, polislerin delilleri kararttığını ve Adli Tıp Kurumu’nun yanıltıcı bulgular sunduğunu iddia etti. 8 polis memuru hakkında görevi kötüye kullanma suçlamasıyla dava açıldı; iki jandarma personeli de gerçeğe aykırı bilirkişi raporu hazırlamaktan yargılanıyor. Büyükışık, Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü’nün olaydaki rolünü sorguladı ve Tanyer İnşaat sahiplerini suçladı. “Oğlum, organize bir suç örgütünün faaliyetine şahit olduğu için öldürüldü” diyen Büyükışık, mücadele azmini şu sözlerle ifade etti: “Bu davayı, sadece Dorukhan için değil, tüm evlatların güvenli bir Türkiye’de yaşaması için sürdürüyorum.”
Dorukhan Büyükışık’ın cinayeti, İzmir’de adalet arayışının sembolü haline geldi. Beş şüphelinin yargılandığı dava, yalnızca bir cinayeti değil, delil karartma ve kurumsal ihmaller zincirini de aydınlatmayı hedefliyor. Ethem Büyükışık’ın kararlılığı, kamuoyunun desteğiyle birleştiğinde, bu davanın Türkiye’deki adalet sistemine önemli bir sınav olacağı açık. Yargılama süreci, gerçeğin tam anlamıyla ortaya çıkmasını sağlayabilecek mi, tüm gözler bu sorunun yanıtında.
Yorumlar
Kalan Karakter: