Gazeteci Nuray Başaran Demir, 19 Mayıs’ta İzmir’de düzenlenen CHP mitinginde ses ve görüntülerinin kullanılarak hedef gösterildiğini öne sürerek, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Demir, 25 Nisan’da evinin yakınında çıkan yangının tehditlerle bağlantılı olduğunu ve CHP içinden operasyonlar düzenleneceği söylentileriyle karşı karşıya olduğunu iddia etti. Bu olay, 37 yıllık gazetecilik kariyerinde ilk kez bir siyasi lider tarafından doğrudan hedef alındığını belirten Demir’in tepkisini sertleştirdi.
Demir’in suç duyurusu, Özel’in mitingde bin 200 telefon dağıtımıyla ilgili haberlerini yalanlayarak kendisini suçladığı iddiasına dayanıyor. 21 Mayıs sabahı savcılığın resen soruşturma başlattığını öğrenen Demir, yangın olayının da araştırılmasını talep etti. Sosyal medyada, Demir’in “En fazla basın şehidi olurum” sözleri yankı uyandırırken, Özel’e “koltuğunun sorumluluğuna yakışır siyaset” çağrısı yaptı. İşte suç duyurusunun detayları ve olayın arka planı.
Suç duyurusunun nedeni ve miting iddiaları
Nuray Başaran Demir, 19 Mayıs’taki İzmir mitinginde TGRT haber’deki “Taksim Meydanı” programından görüntülerinin miting ekranına yansıtıldığını ve Özgür Özel’in “Bunlar yalan söylüyor” diyerek kendisini yalancı ve iftiracı olarak hedef gösterdiğini savundu. Demir, CHP’nin 38. Kurultayı’nda delegelere bin 200 telefon dağıtıldığı haberini yaptığını, bu bilginin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturma dosyasında dört ayrı fatura ile belgelendiğini belirtti. Özel’in daha önceki mitinglerde adını vermeden kendisini ima ettiğini iddia eden Demir, “Hedefin ben olduğu belliydi” diyerek, bu kez açıkça hedef alındığını ifade etti. 212 sayılı Basın Kanunu’na göre kamu görevlisi sayıldığını vurgulayan Demir, Özel’in eylemlerini tehdit ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik olarak nitelendirdi.
Yangın olayı ve tehdit iddiaları
Demir, 25 Nisan’da Ankara’daki evinin yakınında çıkan yangının şüpheli olduğunu ve kundaklama ihtimali üzerinde durduklarını belirtti. Yangın sırasında evde olmadığını, kızının tesadüfen fark etmesiyle durumun kontrol altına alındığını söyledi. Sokağa bakan güvenlik kameralarının devre dışı bırakıldığı veya kırıldığı iddiası, olayın planlı olabileceği şüphesini güçlendirdi. Demir, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle uzun süredir tehdit aldığını, özellikle CHP kurultayı ve İBB soruşturmasıyla ilgili haberlerinden sonra bu tehditlerin arttığını öne sürdü. “CHP içinden operasyonlar yapılacağı söylentileri var” diyerek, kendisini susturmak için bir kampanya yürütüldüğünü iddia etti. 20 Mayıs’taki TGRT yayınında, “Başıma bir şey gelirse sorumlusu Özgür Özel’dir” diyerek tepkisini dile getirdi.
Özgür Özel’e çağrı ve kamuoyu tepkileri
Demir, suç duyurusu sonrası Özgür Özel’e seslenerek, “Korkmuyorum, canı cebinde yaşayan bir gazeteciyim” dedi ve basın şehidi olmaktan gurur duyacağını belirtti. “Azdan az, çoktan çok gider” diyerek tehditlere meydan okuyan Demir, Özel’in ana muhalefet lideri olarak daha sorumlu davranması gerektiğini vurguladı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığı iddialarını yalanlayan Demir, hiçbir siyasi danışmanlık yapmadığını ifade etti. Sosyal medyada, X platformunda Demir’in cesur duruşu “Gazeteci onuru” gibi yorumlarla desteklenirken, bazı kullanıcılar Özel’in mitingdeki üslubunu eleştirdi. Ancak, İBB Medya A.Ş.’nin 13 Mart’ta Demir ve diğer gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunması, olayı başka bir boyuta taşıdı. Bu dava, Demir’in haberlerinin yalan olduğu iddiasına dayanıyor ve 3 milyon TL’lik tazminat talep ediliyor. X’te, olay “Gazetecilere susturma davası” olarak tartışıldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: