Gazeteci Özlem Gürses, YouTube kanalında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik kullandığı ifadeler nedeniyle yargılandığı davada 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi, 24 Nisan günü görülen karar duruşmasında hükmün açıklanmasını geri bırakırken, Gürses’in yurt dışı çıkış yasağını da kaldırdı. Dava, ifade özgürlüğü ve medya üzerindeki baskılar konusunda Türkiye’de geniş tartışmalara yol açtı.
Gürses’in, TV OZ adlı YouTube kanalında 20 Aralık 2024 tarihinde yaptığı yayında sarf ettiği sözler, “devletin askeri teşkilatını alenen aşağılama” suçlamasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmaya konu edilmişti. 52 gün ev hapsinde kalan gazeteci, kararın ardından avukatlarıyla birlikte süreci Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıma hazırlığında olduğunu belirtti. İşte dava sürecinin detayları ve kamuoyundaki yankıları.
Dava Süreci ve Gürses’in Savunması
Mahkeme, Gürses’in 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden iddianameyi değerlendirerek 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıyla ceza, 5 yıllık denetim süresi boyunca yeni bir suç işlenmemesi halinde uygulanmayacak. Gürses’in avukatları Hüseyin Ersöz, Enes Ermaner ve Buse Şahin, kararın ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu savunarak hukuki süreci üst mahkemelere taşıyacaklarını ifade etti.
Gelecek Adımlar ve Hukuki Süreç
Mahkeme, Gürses’in yurt dışı çıkış yasağını kaldırarak gazetecinin uluslararası konferanslara katılımının önünü açtı. Gürses, karar sonrası yaptığı açıklamada, “Tehditler, hakaretler, kelepçeler geçer, ama yaşamda bıraktığımız iz kalır” diyerek mesleğine devam edeceğini vurguladı. Avukatları, kararın Anayasa Mahkemesi ve AİHM nezdinde temyize götürüleceğini belirterek, davanın Türkiye’deki basın özgürlüğü açısından bir dönüm noktası olabileceğini ifade etti.Dava, özellikle Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi (devletin kurumlarını aşağılama) ve “halkı yanıltıcı bilgiyi yayma” suçlamalarının gazetecilere yönelik uygulanış biçimini yeniden tartışmaya açtı. Uzmanlar, bu tür davaların medya üzerinde bir otosansür baskısı oluşturduğuna dikkat çekiyor. Gürses’in davası, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ifade özgürlüğü karnesini etkileyebilecek bir emsal olarak görülüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: