Gazze’de kriz derinleşiyor: İsrail saldırıları sürerken can kaybı 51 bini aştı

Orta Doğu’da on yıllardır süregelen İsrail-Filistin çatışmaları, 2025 yılında daha da şiddetlenerek küresel endişeleri artırdı. İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava ve kara operasyonlarında hayatını kaybedenlerin sayısı 51 binin üzerine çıktı. Saldırılar yoğunlaşırken, bölgede büyük bir insani kriz yaşanıyor.

Gazze'de Güncel Durum: Altyapı ve Sağlık Sistemi Çökmek Üzere

İsrail ordusunun, özellikle yerleşim bölgelerini hedef alan bombardımanları sonucu:

• Hastaneler yıkıldı veya işlevsiz hale geldi.

• Temiz suya erişim ciddi oranda kısıtlandı.

• Binlerce kişi sığınaklara mahkûm edildi.

Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Af Örgütü, Gazze'deki sivil halkın temel ihtiyaçlara ulaşamadığını ve büyük bir insani felaketin eşiğinde olunduğunu vurguladı.

Filistinli Gruplardan Direniş Sürüyor

Hamas'ın askeri kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail güçlerine karşı çeşitli noktalarda pusu ve saldırı düzenlediklerini açıkladı. Örgüt, Gazze'nin güneyinde İsrail'e ait bir tankın vurulduğunu duyurdu.

Filistin tarafı, uluslararası topluma çağrıda bulunarak sivillerin korunması için acil diplomatik müdahale talebinde bulundu.

Uluslararası Tepkiler: Barış Çağrıları Artıyor

Çatışmaların tırmanması üzerine dünya liderlerinden tepkiler yükseldi:

• Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, taraflara acil ateşkes çağrısında bulundu.

• Avrupa Birliği, İsrail’in orantısız güç kullanımına dair endişelerini dile getirdi.

• Türkiye, Katar ve Ürdün, ateşkesin sağlanması için arabuluculuk teklif etti.

Ayrıca, bazı ülkelerde düzenlenen protesto gösterileriyle Gazze’deki sivil ölümler kınandı.

Barış Süreci Yeniden Başlayabilir mi?

Uzmanlar, taraflar arasında yeniden müzakere ortamı yaratılmadıkça çatışmaların durmasının zor olduğunu belirtiyor. İsrail’in askeri operasyonlarını sürdürme kararlılığı ve Filistin tarafının direnişi, barış görüşmelerinin önündeki en büyük engeller arasında.

Gazze Krizi Küresel Bir İmtihana Dönüştü

Gazze’de yaşananlar, yalnızca iki taraf arasındaki bir savaş değil; aynı zamanda uluslararası toplumun vicdanıaçısından da ciddi bir sınav. Kalıcı bir çözüm için diplomatik çabaların yoğunlaşması, insani yardımların hızla bölgeye ulaştırılması ve sivil kayıpların durdurulması gerektiği uluslararası kamuoyunun ortak talebi hâline geldi.