İsrail’in İran’ın balistik füze saldırılarına karşı savunma kapasitesi alarm veriyor. ABD’li yetkililer, İsrail’in Arrow füze savunma sistemindeki önleyicilerin hızla tükendiğini ve ABD ikmal desteği olmadan ülkenin yalnızca 10-12 gün daha dayanabileceğini belirtiyor. Washington Post’a konuşan bir kaynak, İsrail’in savunma sisteminin şimdiden bunaldığını ve yakında hedefleri seçmek zorunda kalabileceğini ifade etti.
İran’ın 13 Haziran’dan bu yana 400’den fazla balistik füze ve yüzlerce insansız hava aracı (İHA) fırlattığı çatışmalar, İsrail’in çok katmanlı hava savunma sistemini zorluyor. Demir Kubbe, Davut Sapanı, Arrow 2 ve Arrow 3 sistemleri, ABD’nin THAAD ve SM-3 destekleriyle birlikte çalışsa da, yoğun füze dalgaları stokları tüketiyor. Wall Street Journal’a göre, bu durum Washington’da İsrail’in savunma kabiliyetine dair ciddi endişeler yaratıyor. Peki, İsrail’in füze savunmasındaki bu krizin detayları neler ve hangi önlemler gündemde?
Arrow sisteminin tükenme riski
İsrail’in uzun menzilli balistik füzelere karşı en önemli savunma kalkanı Arrow 2 ve Arrow 3 sistemleri, İran’ın Fettah-1, Hayber Şekan ve Hacı Kasım gibi hipersonik ve balistik füzelerine karşı yoğun şekilde kullanılıyor. Washington Post’a konuşan bir ABD’li yetkili, Arrow önleyicilerinin stoklarının hızla azaldığını ve İsrail’in mevcut çatışma temposunda ABD ikmali olmadan 10-12 gün dayanabileceğini belirtti. Yetkili, sistemin zaten “bunalmış durumda” olduğunu ve bu hafta sonuna doğru füzelerin yalnızca bir kısmını engelleyebileceğini ekledi. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nden Tom Karako, İsrail ve müttefiklerinin “oturup yakalamaca oynayamayacağını” vurgulayarak, füze stoklarının tükenmesinin stratejik bir risk oluşturduğunu ifade etti. Israel Aerospace Industries (IAI) yorum yapmazken, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) “her senaryoya hazırız” açıklamasıyla yetindi.
ABD’nin desteği ve bölgesel savunma sistemleri
İsrail’in savunma sistemi, yalnızca Arrow ile sınırlı değil. Demir Kubbe kısa menzilli roketleri, Davut Sapanı orta menzilli füzeleri hedef alırken, ABD’nin sağladığı THAAD ve Patriot sistemleri de bölgede aktif. ABD Donanması’na ait USS Arleigh Burke gibi destroyerler, SM-3 füzeleriyle İran füzelerini engelliyor. Ancak, Wall Street Journal’a konuşan bir yetkili, kapasite sorunlarının aylardır bilindiğini ve ABD’nin İsrail’i kara, deniz ve hava sistemleriyle güçlendirmeye çalıştığını belirtti. Pentagon, Haziran’dan bu yana bölgeye ek füze savunma kabiliyetleri konuşlandırdı, ancak ABD’nin kendi önleyici stoklarının tüketim oranı endişe yaratıyor. 16 Haziran’da sosyal medyada paylaşılan bazı gönderiler, İran’ın hipersonik füzelerinin İsrail’in savunmasını aştığını iddia etse de, bu bilgiler resmi kaynaklarca doğrulanmadı.
Çatışmanın ekonomik ve stratejik boyutu
İran’ın bir gecede fırlattığı füzelerin İsrail’e maliyeti 287 milyon dolar olarak hesaplanırken, her bir Arrow 3 önleyicisinin maliyeti 2 milyon dolar, THAAD önleyicisinin ise 1-2 milyon dolar civarında. İsrail’in savunma harcamaları, ekonomik bir yük oluştururken, İran’ın 3.000 balistik füze stokunun yaklaşık üçte birini kullandığı tahmin ediliyor. Karako, çatışmanın bir “stok tükenme yarışına” dönüştüğünü ve İran’ın füze üretim kapasitesinin İsrail’in önleyici stoklarını zorladığını belirtiyor. ABD’nin USS Nimitz uçak gemisini bölgeye göndermesi ve Ürdün’ün hava sahasını koruyarak dolaylı destek vermesi, İsrail’in savunma kapasitesini destekliyor. Ancak, ABD’nin doğrudan çatışmaya girme ihtimali, İran’ın saldırı temposunu artırması durumunda yükselebilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: