Şimşek, 6 Aralık'ta düzenlenen bir etkinlikte ekonominin güncel durumunu değerlendirdi. Son 25 yılda ortalama yüzde 5,5 seviyesinde gerçekleşen büyümenin bugün yüzde 3-4 civarına gerilediğini kaydeden bakan, bu oranın yönetilebilir olduğunu söyledi. İşsizlik oranının tek haneli seviyede seyrettiğini ekledi. Enflasyonun yüzde 70'lerin ortasından yüzde 31'e indiğini ve tek haneye düşeceğini öngören Şimşek, cari açığın büyük ölçüde ortadan kalktığını, brüt rezervlerin 120 milyar dolar arttığını, kur korumalı mevduatın ise 140 milyar dolar azaldığını aktardı. Bütçe açığının yüzde 3'e gerilediğini ve borç stokunun GSYH'ye oranının yüzde 24'e düştüğünü belirten bakan, bu gelişmelerin pek çok endişeyi giderdiğini vurguladı.
Mehmet Şimşek Enflasyon ve Büyüme Değerlendirmesi
Şimşek, enflasyonun ekonominin en büyük sorunu olarak kalmaya devam ettiğini belirtti. Son iki yılda atılan adımların meyvesini verdiğini ifade eden bakan, "Enflasyon yüzde 70'lerin ortasından yüzde 31'e indi ve tek haneye de inecek" dedi. Büyüme oranlarının mütevazı olduğunu kabul eden Şimşek, işsizliğin tek haneli seviyede tutulmasının olumlu bir işaret olduğunu ekledi. Cari açığın ortadan kalkması ve rezervlerdeki artışın, ekonomiye nefes aldırdığını söyleyen bakan, kur korumalı mevduatın azalmasının da mali yükü hafiflettiğini kaydetti.
Bakan, bütçe disiplinindeki iyileşmeyi de detaylandırdı. Son 2,5 yılda bütçe açığının yüzde 3 seviyesine indiğini ve borç stokunun GSYH'ye oranının yüzde 24'e düştüğünü açıklayan Şimşek, bu göstergelerin sürdürülebilirlik açısından kritik olduğunu belirtti. Küresel belirsizliklere rağmen Türkiye'nin üretim üssü konumunu koruduğunu vurgulayan bakan, verimlilik artışı için kaynakların üretken alanlara ve teknolojiye yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Demografik avantajların azaldığını da dile getiren Şimşek, işgücünün etkin kullanımının öncelikli hedef olduğunu söyledi.
Mehmet Şimşek Küresel Ticaret ve Politika Öngörüleri
Şimşek, küresel ticaretteki parçalanmanın Türkiye gibi ekonomileri etkileyeceğini belirtti. ABD-Çin tarife savaşının dolaylı etkilerinden endişe duyduklarını kaydeden bakan, "Tarifelerden çok tarifelerin dolaylı etkilerinden ve tarife kapsamı dışındaki engellerden endişeliyiz" dedi. Türkiye'nin dünyanın 14'üncü büyük üretim üssü olduğunu hatırlatan Şimşek, emek yoğun sektörlerde üretimin coğrafyasının değişebileceğini öngördü. Bu bağlamda kural bazlı ticareti tercih ettiklerini ve Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleriyle serbest ticaret anlaşması yapmak istediklerini açıkladı.
Bakan, bölgesel entegrasyona odaklanmayı panzehir olarak gördüğünü belirtti. Basra Körfezi'ni yüksek hızlı demiryolu ve otoyolla bağlayacak kalkınma yolu projesini örnek gösteren Şimşek, hizmet ihracatında dünyada ilk 20 ülke arasında olmayı hedeflediklerini ifade etti. Dijital hizmet ihracat merkezi haline gelmek için lojistik yatırımlarını artıracaklarını söyleyen bakan, akıllı maliye politikaları ve bozulmalara karşı hızlı çözümlerle ilerleyeceklerini kaydetti. 2026'yı yapısal reformlar yılı ilan ettiklerini ve bu konuda iyimser olduklarını ekledi.
Şimşek'in açıklamaları, ekonomideki dengelenme sürecinin devam ettiğini gösteriyor. Enflasyonun tek haneye inmesi için atılacak adımların yanı sıra verimlilik odaklı politikalar, Türkiye'nin küresel rekabette konumunu güçlendirmeyi amaçlıyor. Bütçe disiplini ve rezervlerdeki artış, kısa vadeli riskleri azaltırken, yapısal dönüşümün uzun vadeli büyüme için anahtar rol oynayacağı belirtiliyor. Bakanın öngörüleri, uluslararası ticaret engellerine karşı bölgesel işbirliklerini ön plana çıkarıyor. Bu yaklaşım, emek yoğun sektörlerdeki değişimlere uyum sağlamayı hedefliyor. Türkiye'nin üretim gücü, dolaylı etkilere karşı direnç oluşturuyor. Hizmet sektöründeki büyüme hedefleri, dijital dönüşümü hızlandırıyor. Lojistik yatırımları, ticaret hacmini genişletmek için kritik unsurlar arasında yer alıyor. Şimşek'in iyimserliği, 2026 reformlarının somut sonuçlar doğuracağını işaret ediyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: