Sözcü TV kapandı mı? Muhalif medyada neler oluyor?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yolsuzluk ve terör soruşturmaları sonrası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Sözcü TV’ye 10 gün ekran karartma cezası verdi. Bu karar, kanalın yayınlarının provoke edici bulunduğu gerekçesiyle alındı. Peki, Sözcü TV kapatıldı mı ve bu ceza ne anlama geliyor? İşte detaylar…

Sözcü TV Kapatıldı mı?

Hayır, Sözcü TV kapatılmadı. RTÜK tarafından verilen 10 gün yayın durdurma cezası, kanalın lisansının iptal edilmesi anlamına gelmiyor. Ancak, bu süre boyunca Sözcü TV 7/24 yayın yapamayacak. Ekran, siyah bir zemin üzerinde yalnızca RTÜK’ün karar metniyle sınırlı kalacak. Kanal, aynı maddeden (6112 sayılı Kanun’un 8/1-b bendi) bir kez daha ceza alırsa lisans iptali riskiyle karşı karşıya kalacak. Şu an için bu, geçici bir yaptırım.

10 Gün Ekran Karartma Cezası Nedir?

RTÜK’ün verdiği 10 gün ekran karartma cezası, bir televizyon kanalının yayınlarının tamamen durdurulduğu en ağır yaptırımlardan biri. Bu ceza, Sözcü TV’nin İstanbul, Ankara ve İzmir’den yaptığı canlı yayınlarda ve programlarda “halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettiği” iddiasıyla uygulandı. Ayrıca, “Nokta Atışı” ve “Öncesi Sonrası” gibi programlarda devlet büyüklerine, kamu kurumlarına, hâkim-savcılara ve emniyet güçlerine hakaret edildiği, adli makamların baskı altına alınmaya çalışıldığı belirtildi. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik sözleri de ek olarak yüzde 3 idari para cezası getirtti.

Gerekçeler ve Diğer Cezalar

RTÜK, Sözcü TV ile birlikte Tele1, Halk TV, NOW TV ve Akıllı TV’ye de yaptırımlar uyguladı. İncelemelerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ailesine ve merhum annesine hakaret, Bahçeli’nin sağlık durumuyla alay gibi içerikler tespit edildi. Tele1’e 5 kez program durdurma ve yüzde 5 para cezası, Halk TV’ye benzer cezalar, NOW TV’ye ise yüzde 2 para cezası verildi. Akıllı TV ise “Tele Alışveriş” programındaki ihlallerden dolayı cezalandırıldı. RTÜK, bu kararları “hukukun üstünlüğünü zedeleme” ve “toplumsal huzuru bozma” gerekçelerine dayandırdı.