Suriye’nin kuzeydoğusunda gerilim tırmanıyor. Şam yönetimi, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yaşanan çatışmaların ardından doğu cephesine büyük çaplı askerî takviye gönderdi. Haseke, Rakka ve Halep kırsalında yükselen tansiyon, Şam ile ABD destekli SDG arasındaki ilişkilerin kopma noktasına geldiğini gösteriyor. Paris’te planlanan barış görüşmelerinin çıkmaza girmesi, sahada askerî hareketliliği artırdı. Bu gelişmeler, Suriye’nin doğusundaki güç dengelerini yeniden şekillendirebilir.
Askerî Yığınak ve SDG’ye Tepki
Şam hükümeti, son günlerde doğu bölgelerine askerî güçlerini kaydırmaya başladı. Savunma Bakanlığı’na bağlı 60. ve 76. Tümenlerden oluşan konvoylar, Halep’in doğusundaki Deyr Hâfer, Tişrîn Barajı ve Rakka’nın güneyindeki Zemme hattına intikal etti. Yerel kaynaklar, yüzlerce araç ve ağır silahların Menbiç üzerinden Tişrîn Barajı’na, bir kısmının ise Halep-Rakka yoluyla Deyr Hâfer’e ulaştığını bildirdi. Bu yığınak, SDG’nin son haftalarda Suriye ordusuna yönelik taciz ve saldırılarının bir yanıtı olarak değerlendiriliyor. Şam yönetimi, SDG’nin 10 Mart’ta imzalanan anlaşmaya uymadığını ve Haseke’deki son konferansın sonuçlarını reddettiğini öne sürüyor. Suriyeli bir askerî yetkili, “SDG’nin tavrı siyasi çözümü reddettiğini gösteriyor; doğu bölgelerini kurtarmak için tek yol askerî harekât” dedi.
Paris Görüşmeleri Çıkmazda
Şam, Paris’te bu ay yapılması planlanan müzakerelerden çekildiğini duyurdu. Resmî haber ajansı SANA, bu kararın SDG’nin anlaşmalara uymamasına bağlandığını belirtti. Ancak Fransız bir kaynak ve SDG’den bir yetkili, Şam’dan resmi bir çekilme bildirimi almadıklarını ifade etti. Paris sürecinin başarısızlığı, Şam’ı askerî seçeneğe yöneltiyor. Müzakere masasının sonuçsuz kalması, hem SDG’nin ABD desteğine dayanarak sertleşmesine hem de Rusya ile İran’ın Şam’a destek vermesine yol açıyor. Bu durum, Suriye’nin doğusunda sıcak çatışmaların riskini artırıyor.
Bölgesel Güçlerin Rolü
Suriye’nin doğusundaki gerilim, yalnızca Şam ve SDG arasında değil, bölgesel aktörler arasında da bir çekişmeye dönüştü. Rusya, Şam’ın doğu bölgelerindeki etkisini artırmasını desteklerken, ABD SDG ile iş birliğini sürdürmekte kararlı. İran, Şam’ın yanında yer alırken, Türkiye sınır güvenliği ve PKK bağlantılı unsurlar nedeniyle süreci yakından izliyor. Ankara, SDG’ye mutabakata uyması için kamu diplomasisiyle mesajlar gönderiyor. Türk yetkililer, istikrarsızlığın Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit ettiğini vurguluyor. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ise “Kürtlere bağımsızlık ya da federal yapı sözü vermedik; mutabakat güvenlik iş birliğine dayanıyor” açıklamasıyla pozisyonunu netleştirdi.
Gelecekte Neler Olacak?
Paris müzakerelerinin çökmesi, Suriye’nin doğusunda askerî hareketliliği tetikleyebilir. Şam, müzakerelerin başarısızlığı halinde doğu bölgelerinde güç gösterisine ağırlık verecek. Bu senaryo, SDG’nin ABD desteğine güvenerek sahadaki pozisyonunu güçlendirmesine ve Rusya ile İran’ın Şam’a askerî yardımını artırmasına neden olabilir. Türkiye açısından ise sınır hattında yeni güvenlik riskleri ve olası operasyonlar gündeme gelebilir. Uzmanlar, Paris sürecinin tamamen durması halinde sıcak çatışmaların kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. Suriye’nin doğusundaki bu gelişmeler, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirecek kritik bir döneme işaret ediyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: