Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 148 gün süren tutukluluğunun ardından 17 Haziran’da Silivri’deki Marmara Cezaevi’nden tahliye edildi. İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla yargılanan Özdağ, 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezası aldı, ancak yattığı süre göz önüne alınarak serbest bırakıldı. Tahliye sonrası Ankara’ya dönen Özdağ, 18 Haziran sabahı Hacı Bayram Veli Camisi’nde şükür namazı kılarak özgürlüğüne kavuşmanın manevi huzurunu yaşadı. Namaz sonrası vatandaşlarla sohbet eden Özdağ, “Tek millet, tek hukuk sağlanmalı” mesajıyla Türkiye’deki adalet sistemine eleştiriler yöneltti.
Özdağ’ın tahliyesi, siyasi çevrelerde geniş yankı buldu. Cezaevi çıkışında şükür namazı kılma talebinin jandarma tarafından engellendiğini iddia eden Özdağ, bu namazı Hacı Bayram’da kılabildi. Anıtkabir ziyaretiyle programını sürdüren Özdağ, cezaevi günlerinde rüyalarında özgür olduğunu anlattı. Sığınmacı politikalarına yönelik eleştirilerinin bedelini ödediğini savunan Özdağ, adalet sistemindeki çifte standartlara dikkat çekti. Peki, Özdağ’ın tahliye süreci ve açıklamalarının detayları neler?
Tahliye süreci ve şükür namazı
Ümit Özdağ, 19 Ocak’ta Ankara’da gözaltına alındı ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla tutuklandı. Suçlamalar, 2020’den beri yaptığı sosyal medya paylaşımları ve 19 Ocak’taki “Erdoğan ve AK Parti Türk milletine Haçlı Seferleri’nden daha fazla zarar verdi” sözlerine dayanıyordu. 17 Haziran’daki duruşmada, savcının 7 yıl 10 aya kadar hapis talebine karşın mahkeme, 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezası verdi ve 148 günlük tutukluluğu dikkate alarak tahliye kararı aldı. Özdağ, Silivri’de namaz kılma talebinin engellendiğini iddia etse de, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) bunu yalanladı. 18 Haziran’da Hacı Bayram Veli Camisi’nde sabah namazından sonra şükür namazı kılan Özdağ, “Özgürlük çok kıymetli” dedi. Cami avlusunda vatandaşlarla fotoğraf çektiren Özdağ, birinin “Korkmadan devam edeceğiz mi?” sorusuna “Edeceğiz, kimden korkacağız?” yanıtını verdi.
Adalet sistemine eleştiriler
Özdağ, tahliye sonrası yaptığı açıklamalarda Türkiye’de “iktidara ayrı, muhalefete ayrı hukuk” uygulandığını savundu. Cezaevinde bir avukatla yaptığı konuşmayı örnek veren Özdağ, “Bir ülkücü avukat, ‘Türkiye savaşa girse ayıp olmasın diye silah alırım’ dedi. Bu, toplumsal yarılmanın tehlikesini gösteriyor” diyerek kutuplaşma uyarısında bulundu. Yolsuzluk iddialarına değinen Özdağ, “Sadece CHP’li belediyeler yolsuzluk yapıyor algısı yaratılamaz. AK Parti’de yolsuzluk davası yokmuş gibi davranamazsınız” dedi. Örnek olarak, bir bürokratın kızının trafik kazasında birini öldürüp tutuksuz yargılanmasını ve bayrak sallayan bir gencin 76 gün hücrede kalmasını gösterdi. Özdağ, bu çifte standartların toplumsal parçalanmayı derinleştirdiğini vurguladı. Namaz sonrası Anıtkabir’i izlerken, “Hapishanede rüyalarımda dışarı çıkıyordum” diyerek cezaevi günlerini anlattı.
Sığınmacı politikaları ve Mossad iddiası
Özdağ, tutuklanmasının sığınmacı politikalarına yönelik eleştirilerinden kaynaklandığını iddia etti. “Mossad’a çalışanların %60’ının İran’daki Afgan mülteciler olduğu” haberine atıfta bulunarak, “Bunu yıllardır söylüyorum, bunun için 150 gün hapis yattım” dedi. Kendisine yöneltilen “yabancı düşmanı” suçlamalarına karşı, “Yurt dışında doğmuş, uluslararası ilişkiler eğitimi almış biriyim. Sığınmacı meselesi bu ülkenin güvenlik sorunudur” yanıtını verdi. Özdağ, Kayseri’de 2024’teki sığınmacı karşıtı protestoların (263 ikamet ve 166 araçta hasar) suçlamalarına da değindi, ancak paylaşımlarının şiddete çağrı yapmadığını savundu. Tahliye sonrası Anıtkabir’e giderek resmi ziyaretini sürdüren Özdağ, “Nerede kalmıştık? Oradan devam edeceğiz” diyerek siyasi mücadelesine devam edeceğini vurguladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: