Siz bu satırları okurken muhtemelen vadeli endekslerdeki o "güm" sesini duyuyor olacaksınız. Kapanışta panik derinleşti, korku endeksleri çıldırdı. Ama mesele sadece ekranlardaki kırmızı oklardan ibaret değil.
60 Liralık Motorin ve "Şeytanın Sayısı" Saatime bakıyorum, gece yarısını geçmişiz. Az önce motorine 2,5 lira daha zam geldi. Litresi 60 lirayı aştı. Hayırlı uğurlu olsun. Ama benim asıl sinirlendiren başka bir detay var.
İsviçre’den ithal edilen altın verilerine bakıyoruz. Eylül ayında Türkiye’ye giren altın miktarı ne kadar biliyor musunuz? 6.66 ton. Yani 6 ton 660 kilo. Pandemi döneminde "666 lira yardım yapacağız" dediler. Karbon emisyon hedefinde "66.6" rakamlarını açıkladılar. Şimdi de 6.66 ton altın.
1 kilo eksik, 1 kilo fazla değil. Tam 666. Satanist misiniz kardeşim siz? Nedir bu şeytanın sayısıyla olan takıntınız? Rakamların dili bazen tesadüften fazlasını fısıldar, bunu not edin.
Gürcistan Bile Yemiyor Hadi altını geçtik, boğazımızdan geçene bakalım. Haber düşüyor: Türkiye’den Gürcistan’a giden 6.100 kilogram mandalina sınırda durdurulmuş. Neden? Tarımsal ilaç kalıntısı, yani zehir tespit edilmiş. Ve Gürcistan –bakın Avrupa falan demiyorum, Gürcistan bile– "Ben bunu halkıma yedirmem" deyip hepsini imha etmiş.
İhraç edilen, yani "en kaliteli" diye seçilen mal zehirliyse, iç piyasada; pazarda, manavda bize ne yediriyorlar? Esenyurt’ta tavuk döner yiyip zehirlenen ve hayatını kaybeden 13 yaşındaki Eren’in hesabını kim verecek? Birileri bizi sistematik olarak zehirliyor mu, sormak zorundayız.
İstanbul Haritasındaki Tuhaflık: Neden Sadece Avrupa Yakası? Gelelim en can alıcı, en spekülatif ama üzerinde en çok düşünülmesi gereken konuya. Sosyal medyada bir İstanbul haritası dolaşıyor. Hangi mahalleyi hangi çetenin ele geçirdiğini gösteren bir harita. İsimlerini anıp reklamlarını yapmayacağım o eşkıyaların ama bir şeye dikkat ettim.
Bu çetelerin tamamı Avrupa Yakası’nda.
Sultangazi, Bağcılar, Şirinevler, Beyoğlu... Hepsi Boğaz ile o meşhur Kanal İstanbul güzergahı arasında kalan bölgede. Neden Anadolu Yakası’nda yok? Boğazın karşısına yüzerek mi geçemiyor bunlar?
Devlet istese kuş uçurtmaz. Ama uçuyorlar, hem de sürü halinde. Ben burada bir plan görüyorum. O bölgenin, yani Ekümenik Patrikhane sınırları içinde hayal edilen o bölgenin, ya da Kanal İstanbul projesiyle ayrılacak o "ada"nın bilerek güvensizleştirildiğini, demografisinin ve asayişinin bir "proje" kapsamında değiştirildiğini düşünüyorum. İstanbul’un kalbi, birilerine mi hazırlanıyor?
Yanardağlar ve Finansal Lavlar Dünyaya bakıyoruz; Endonezya’da Semeru, Japonya’da Sakurajima yanardağları patlıyor. Yerküre içeriden kaynıyor. Ama asıl patlama finansal sistemde. Brezilya’da batan bankalar, Trump’ın Fed Başkanı Powell’a yönelik "Seni kovarım" (hatta kendi tabiriyle daha ağır ifadelerle) tehditleri...
İstihdam verileri açıklanıyor; beklenti 53 bin, gelen 119 bin. Yalan! İşsizlik artarken istihdam rekor kırar mı? Verilerle oynuyorlar çünkü sistem çatırdıyor.
Sonuç: Aşırı Korku Şu an "Fear and Greed" (Korku ve Açgözlülük) endeksine bakıyorum: Seviye 6. Yani "Aşırı Korku". Nisan çöküşünden beri gördüğümüz en dip seviyelerdeyiz. Bitcoin 87 binlere çekildi, trend kırıldı.
Bu bir "Kara Cuma" veya "Kara Pazartesi" habercisi olabilir. Önümüzdeki günler, hem jeopolitik hem de ekonomik fay hatlarının kırıldığına şahitlik edecek. Korku filmi bitmedi, jenerik akmadan önceki en karanlık sahneye daha yeni giriyoruz.
Uyanık olun.
Yorumlar
Kalan Karakter: