İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması, yeni bir gelişmeyle gündeme geldi. Görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçlamasıyla 19 Haziran’da tutuklandı. Daha önce mart ayında benzer bir soruşturma kapsamında gözaltına alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Pehlivan, bu kez İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Çağlayan Adliyesi’nde hakim karşısına çıktı. Tutuklama kararı, CHP lideri Özgür Özel ve İmamoğlu cephesinden sert eleştirilere yol açtı. Soruşturmanın kapsamının genişlemesi ve Pehlivan’a yöneltilen suçlamalar, Türkiye’de hukukun siyasallaştığına dair tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Mehmet Pehlivan’a yönelik suçlamalar ve tutuklama süreci
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Mehmet Pehlivan’ı 19 Haziran’da ifadeye çağırdı. Savcılık, Pehlivan’ı “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” ve “örgütün çözülmemesi için eylemlerde bulunma” suçlamalarıyla Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. İddialara göre, Pehlivan, soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin avukatlarını organize ederek dosyaya erişim sağlamaya çalıştı ve tutuklu şüphelilerin savunmasını örgütsel amaçlarla yönlendirdi. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Adem Soytekin ve Servet Yıldırım’ın ifadeleri, Pehlivan’ın tutuklanmasında kilit rol oynadı. Pehlivan, savcılıkta ifade vermeyi, Avukatlık Kanunu’nun 58. maddesi gereği Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni alınmadığı gerekçesiyle reddetti. Ancak Sulh Ceza Hakimliği, yaklaşık iki saatlik sorgunun ardından tutuklama kararı verdi. Pehlivan, kararın ardından sosyal medyada yaptığı açıklamada, “Suç örgütüne üye olmak iftirasıyla tutuklandım. Oysa benim üye olduğum tek örgüt, Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosu’dur. Bu açık bir yargı kumpasıdır,” diyerek suçlamaları reddetti.
İBB soruşturması: Tutuklamalar ve tahliyeler
İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması, 19 Mart’ta başlayan operasyonlarla hız kazandı. Ekrem İmamoğlu, “suç örgütü lideri” suçlamasıyla 23 Mart’ta tutuklandı ve İçişleri Bakanlığı kararıyla görevden uzaklaştırıldı. Soruşturma kapsamında, “rüşvet”, “ihaleye fesat karıştırma” ve “nitelikli dolandırıcılık” gibi suçlamalarla 91 kişi mahkemeye sevk edildi, 54’ü tutuklandı. Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan da tutuklananlar arasında yer aldı. 19 Haziran’daki gelişmelerde, soruşturmada etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Ogün Soytekin, Murat Erenler, Nezahat Kurt ve Bülent Yılmaz tahliye edildi. Savcılık, İmamoğlu’nun yanı sıra İBB iştiraklerini ve “kent uzlaşısı” stratejisini de soruşturma kapsamına aldı, bu da siyasi bir baskı olarak yorumlandı. CHP, soruşturmayı “hukuk darbesi” olarak nitelendirirken, İmamoğlu’nun 15 milyon oyla CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesi, sürecin siyasi boyutunu güçlendirdi.
Siyasi tepkiler ve hukuki tartışmalar
Mehmet Pehlivan’ın tutuklanması, CHP cephesinde büyük yankı uyandırdı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medyada yayınladığı video mesajda, “Türkiye’yi orta çağ karanlığına götürüp, savunma hakkına saldırdılar. Savunma hakkı kutsaldır,” diyerek tepki gösterdi. İmamoğlu ise daha önce Pehlivan’ın mart ayındaki gözaltısına, “Demokrasi darbesine hukuk darbesini de eklemek istiyorlar,” sözleriyle yanıt vermişti. CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, tutuklama talebini “hukuku ayaklar altına alma” çabası olarak değerlendirdi. İstanbul Barosu, Pehlivan’ın mesleki faaliyetleri nedeniyle hedef alındığını ve Avukatlık Kanunu’nun ihlal edildiğini savundu. Hukukçular, soruşturmanın usul hatalarıyla dolu olduğunu ve savunma hakkının sistematik olarak ihlal edildiğini belirtiyor. Pehlivan’ın daha önce 27 Mart’ta “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlamasıyla gözaltına alındığı ve adli kontrolle serbest bırakıldığı hatırlatılırken, bu süreçlerin hukuki olmaktan çok siyasi bir kumpas olduğu yönündeki eleştiriler yoğunlaştı.
Yorumlar
Kalan Karakter: