Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Mekke Sorumlusu Ahmet Daştanbek’in para sayma görüntüleri sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. “Rüşvetin belgesi” olarak nitelenen videonun ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı re’sen soruşturma başlatırken, Diyanet de idari inceleme başlattı. Daştanbek, görüntülerdeki paranın 270 bin dolar değil, 10 bin dolar olduğunu ve Mekke’deki ihtiyaç sahipleri için sadaka olarak alındığını savundu. İddialar, denetim zafiyetlerini ve kamu güvenini tartışmaya açtı.
Görüntülerin ortaya çıkışı ve rüşvet iddiaları
Sosyal medyada hızla yayılan videoda, Ahmet Daştanbek’in yüklü miktarda dolar sayarken “Kayıt mı ediyorsun?” dediği görülüyor. Görüntüler, Daştanbek’in hac organizasyonlarında otellere yönlendirme veya kurban bağışlarını kayıtdışı bırakma karşılığında 270 bin dolar rüşvet aldığı iddiasıyla gündeme geldi. İsimsiz bir Diyanet personelinin, bu tür iddiaların yıllardır kurum koridorlarında konuşulduğunu ve Suudi Arabistan’daki denetim eksikliklerinin sorun yarattığını belirtmesi, tartışmaları alevlendirdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 27 Temmuz’da görüntülere dayanarak “rüşvet” suçlamasıyla re’sen soruşturma başlattı. Diyanet de aynı gün müfettiş görevlendirerek konunun titizlikle incelendiğini duyurdu.
Daştanbek’in savunması: Sadaka ve Ramazan kolisi
Ahmet Daştanbek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, görüntülerdeki paranın rüşvet olmadığını, 2023’te bir hayırsever tarafından Mekke’deki ihtiyaç sahiplerine Ramazan kolisi ve sadaka dağıtımı için U. Turizm aracılığıyla gönderilen 10 bin dolar olduğunu iddia etti. Paranın muhasebe sorumlusu tarafından kayıt altına alındığını ve Ankara’ya tutanakla bildirildiğini savunan Daştanbek, miktarın 270 bin dolar olarak lanse edilmesinin yanlış olduğunu belirtti. Paranın bir kısmıyla yardım kolisi alındığını, kalanının ise sadaka olarak dağıtıldığını öne sürdü. Ancak, Daştanbek’in açıklamaları sosyal medyada tatmin edici bulunmadı ve denetim mekanizmalarının yeterliliği sorgulandı.
Denetim zafiyeti ve kamu güvenine etkisi
Rüşvet iddiaları, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hac ve umre organizasyonlarındaki şeffaflık ve denetim süreçlerini yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, yurtdışındaki organizasyonlarda denetim eksikliklerinin ciddi sorunlara yol açabileceğini vurguluyor. İsimsiz bir Diyanet personelinin, “Suudi Arabistan’da olanları denetlemek kolay değil” ifadesi, bu zafiyetin yıllardır bilindiğini ortaya koydu. Sosyal medyada, iddiaların yalnızca Daştanbek’le sınırlı olmadığı, sistematik bir sorun olabileceği yönünde yorumlar öne çıkıyor. Soruşturmanın sonucu, Diyanet’in hesap verebilirlik politikalarını ve kamuoyundaki güvenilirlik algısını doğrudan etkileyecek. Diyanet, sürecin şeffaf yürütüleceğini ve ihmalin örtbas edilmeyeceğini taahhüt etti.
Ahmet Daştanbek hakkındaki soruşturma, hem savcılık hem de Diyanet tarafından titizlikle yürütülüyor. Görüntülerin gerçekliği, paranın kaynağı ve kullanım amacı, soruşturmanın kilit noktalarını oluşturuyor. Kamuoyu, bu olayın Diyanet’in hac organizasyonlarındaki yönetim yapısını nasıl etkileyeceğini ve şeffaflık adına hangi adımların atılacağını yakından takip ediyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: