Türkiye’de gıda fiyatları, mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 1,21 oranında artarak tüketicilerin mutfak harcamalarını zorlamaya devam ediyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından yayımlanan Gıda Fiyat Endeksi (TEGE) verileri, yıllık gıda enflasyonunun yüzde 30,6’ya ulaştığını gösteriyor. Bu oran, vatandaşların temel gıda maddelerine erişiminde ekonomik baskının sürdüğüne işaret ediyor.
TEPAV’ın raporu, gıda piyasasındaki fiyat dalgalanmalarının mevsimsel etkiler ve arz-talep dengesizliklerinden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Limon, kivi ve portakal gibi ürünlerdeki yüksek fiyat artışları dikkat çekerken, sivri biber ve salatalık gibi sebzelerde fiyat düşüşleri gözlendi. Farklı kurumların enflasyon ölçümleri arasında belirgin farklar bulunması, gıda fiyatlarındaki artışların bölgesel ve metodolojik farklılıklarla şekillendiğini gösteriyor.
Limon, Kivi ve Portakalda Fiyat Artışları Öne Çıktı
TEPAV’ın mayıs ayı verilerine göre, taze meyve ve sebze kategorisinde limon, kivi ve portakal fiyatları en yüksek artışı yaşadı. Bu ürünlerdeki fiyat yükselişleri, mevsimsel üretim azalmaları ve ithalat maliyetlerindeki artışlar gibi faktörlere bağlanıyor. Özellikle limon ve portakal gibi narenciye ürünlerinde, dış pazardaki fiyat dalgalanmaları ve lojistik maliyetler etkili oldu. Buna karşılık, sivri biber, çarliston biber ve salatalık fiyatlarında belirgin düşüşler kaydedildi. Bu düşüşler, hasat dönemindeki arz bolluğu ve pazar rekabetiyle ilişkilendiriliyor. TEPAV, bu dalgalanmaların gıda piyasasında kısa vadeli rahatlama sağlasa da uzun vadeli fiyat istikrarı için yapısal çözümler gerektiğini vurguluyor.
Diğer Gıda Ürünlerinde Karışık Seyir
Taze meyve ve sebzeler dışındaki gıda ürünlerinde de dikkat çekici fiyat hareketleri gözlendi. Kuru kayısı, Antep fıstığı ve margarin fiyatları mayıs ayında artış gösterirken, balık, yumurta ve ayran gibi ürünlerde fiyat gerilemeleri yaşandı. Kuru kayısı ve Antep fıstığındaki artışlar, kuraklık etkileri ve stoklama maliyetleri gibi faktörlerle açıklanıyor. Öte yandan, balık ve yumurta gibi ürünlerdeki fiyat düşüşleri, yerel üretimdeki iyileşmeler ve talepteki mevsimsel azalmalarla ilişkilendiriliyor. TEPAV’ın verileri, gıda piyasasındaki bu karışık seyrin, tüketicilerin harcama alışkanlıklarını doğrudan etkilediğini gösteriyor. Özellikle temel gıda maddelerindeki fiyat artışları, düşük gelir grupları üzerinde daha fazla baskı yaratıyor.
Yıllık Enflasyon ve Kurumlar Arası Farklılıklar
TEPAV’ın hesapladığı yıllık gıda enflasyonu yüzde 30,6 olarak kaydedilirken, diğer kurumların verileri farklı bir tablo çiziyor. TÜRK-İŞ’in mutfak enflasyonu yüzde 32,3, İstanbul Ticaret Odası’nın İstanbul Tüketici Fiyat Endeksi (İTÜFE) yüzde 40,5 ve Ücretliler Geçinme Endeksi (ÜGE) yüzde 35,8 olarak ölçüldü. Aylık bazda ise TÜRK-İŞ yüzde 4,40, İTÜFE yüzde 3,24 ve ÜGE yüzde 0,09 artış bildirdi. Bu farklılıklar, hesaplama yöntemleri, ürün sepeti kapsamı ve bölgesel fiyat izleme pratikleri gibi unsurlardan kaynaklanıyor. TEPAV, bu çeşitliliğin, gıda enflasyonunun gerçek etkisini anlamada zorluk yarattığını ve daha şeffaf veri paylaşımına ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
TEPAV’ın mayıs ayı raporu, gıda fiyatlarındaki artışların ekonomik istikrar üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor. Limon, kivi ve portakal gibi ürünlerdeki fiyat yükselişleri, tüketicilerin mutfak bütçesini zorlarken, yıllık yüzde 30,6’lık enflasyon oranı, gıda piyasasında kalıcı çözümlerin gerekliliğini ortaya koyuyor. Sivri biber ve salatalık gibi ürünlerdeki düşüşler ise sınırlı bir rahatlama sağlasa da, genel tablo, gıda enflasyonunun hâlâ ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: