İsrail’in 13 Haziran Cuma sabaha karşı İran’a düzenlediği “Yükselen Aslan” operasyonu, Tahran’ın nükleer tesisleri, balistik füze üretim merkezleri ve askeri üslerini hedef alarak Ortadoğu’da gerilimi zirveye taşıdı. Saldırılarda Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ve 6 nükleer bilim insanı hayatını kaybetti; Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin öldüğüne dair çelişkili bilgiler ise sürüyor. İran, Kum’daki Cemkeran Camii’ne kırmızı “intikam bayrağı” çekerek misilleme sinyali verdi ve 100’den fazla İHA ile İsrail’e yanıt verdi. Ancak, dünya medyası ve uzmanlar, İran’ın önünde daha etkili 5 seçenek olduğunu tartışıyor; en büyük kozu ise Hürmüz Boğazı’nı kapatmak. Yeditepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, İsrail’in saldırısının “savaş nedeni” olduğunu ve Hürmüz Boğazı’nı kapatmanın küresel enerji krizine yol açabileceğini belirtti. İşte İran’ın masadaki seçenekleri ve Hürmüz Boğazı’nın stratejik önemi.
Füze saldırıları
İran, binlerce orta menzilli füzesiyle bölgedeki ABD üslerini veya İsrail’i hedef alabilir. 2020’de Kasım Süleymani’nin öldürülmesi sonrası Irak’taki Ain el-Esad üssüne füze saldırısı düzenleyen İran, benzer bir strateji izleyebilir. Times gazetesine göre, Katar’daki El-Udeyd Hava Üssü veya Irak’taki üsler olası hedefler arasında. Ancak, ABD, İngiltere ve Fransa’nın hava savunma desteğiyle İsrail’in çoğu füzeyi engelleyebileceği biliniyor. İran’ın 13 Haziran’da gönderdiği 100’den fazla İHA, İsrail sınırlarında durduruldu, bu da daha büyük bir füze saldırısının risklerini artırabilir. Prof. Caşın, İran’ın hava kuvvetlerinin zayıf olduğunu ve geniş çaplı bir füze saldırısının daha yoğun misillemelere yol açabileceğini vurguladı.
Petrol sahalarına saldırılar
Ortadoğu, küresel petrol arzının yüzde 31’ini sağlıyor. İran, 2019’da Suudi Aramco’nun Abqaiq tesisine düzenlenen ve üretimi yüzde 50 düşüren saldırı gibi, petrol sahalarını hedef alabilir. Hürriyet’e göre, İran, nükleer tesislerine yönelik saldırılar sonrası bu stratejiyi ima etti. Ancak, İsrail’in ilk dalgada İran’ın füze bataryalarını vurması, bu tür misillemeleri zorlaştırabilir. Böyle bir hamle, petrol fiyatlarını 200 dolara çıkarabilir ve küresel enerji piyasalarını sarsabilir. İran’ın bu seçeneği, Hizbullah veya Yemen’deki Husiler gibi vekil güçlerle destekleyebileceği öngörülüyor, ancak bu, ABD’nin doğrudan müdahalesini tetikleyebilir.
Hürmüz Boğazı’nı kapatmak
İran’ın en büyük kozu, Hürmüz Boğazı’nı kapatmak. Küresel petrol sevkiyatının yüzde 30’u, günlük 20 milyon varil ham petrol ve Katar’ın LNG ihracatı bu boğazdan geçiyor. Prof. Caşın, İran’ın 1980-1988 İran-Irak Savaşı’ndaki “Tanker Savaşı” gibi boğaza mayın döşeyebileceğini belirtti. Times, boğazın kapanmasının deniz taşımacılığını durma noktasına getirebileceğini yazdı. Anadolu Ajansı’na göre, bu hamle petrol fiyatlarını 100 dolara çıkarabilir. İran, geçmişte gemilere el koyarak baskı kurdu; 2024’te İsrail bağlantılı bir kargo gemisine el konulmuştu. Ancak, ABD’nin 5. Filosu’nun bölgede bulunması ve boğazın kapanmasının İran ekonomisini de vurması, bu seçeneği riskli kılıyor.
Doğrudan İsrail’e saldırı
İran, nükleer tesislerine yönelik saldırılar sonrası İsrail’i doğrudan hedef alacağını duyurdu. Ekim 2024’te, İsrail’in füze tesislerine saldırısına karşılık 200 balistik füze fırlatan İran, benzer bir hamle yapabilir. Ancak, Hürriyet’in aktardığına göre, bu füzelerin çoğu İsrail’in Demir Kubbe sistemi ve müttefik desteğiyle durduruldu. 13 Haziran’da 100 İHA’yla yapılan sınırlı misilleme, İran’ın temkinli bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor. Prof. Caşın, İran’ın hipersonik füze iddiasının abartılı olduğunu ve geniş çaplı bir saldırının İran’ı daha fazla zafiyete düşüreceğini savundu. Bu seçenek, İran’ın müttefikleriyle koordineli bir şekilde uygulanabilir, ancak doğrudan çatışma riski yüksek.
Vekil güçlerle misilleme
İran, Hizbullah, Hamas, Yemen’deki Husiler ve Irak’taki milis grupları gibi vekil güçleri devreye sokabilir. Times’a göre, Husiler İsrail’e füze fırlatmaya devam ederken, Irak’taki gruplar ABD ve İsrail hedeflerine saldırabilir. Ancak, Hizbullah ve Hamas’ın son dönemde aldığı kayıplar, bu seçeneğin etkisini sınırlayabilir. Hürriyet, İran’ın 2020’de Süleymani sonrası vekil güçlerle misilleme yaptığını hatırlattı. Bu strateji, İran’ın doğrudan çatışmadan kaçınmasını sağlar, ancak ABD’nin bölgedeki üslerine yönelik saldırılar, daha geniş bir çatışmayı tetikleyebilir. İran’ın bu seçeneği, Hürmüz Boğazı’yla eş zamanlı kullanabileceği öngörülüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: