Ortadoğu, İsrail’in İran’a yönelik düzenlediği geniş çaplı hava saldırılarıyla bir kez daha çatışma riskiyle karşı karşıya. Bölgedeki tansiyonu düşürmek ve istikrarı sağlamak için Türkiye, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan liderliğinde yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyor. Fidan, Irak ve Ürdünlü mevkidaşlarıyla gerçekleştirdiği telefon görüşmelerinde, İsrail’in saldırılarından kaynaklanan riskleri masaya yatırarak barış odaklı çözümler arıyor. Bu girişimler, Türkiye’nin bölgedeki etkin rolünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
İsrail’in İran’a yönelik saldırıları, sadece iki ülke arasındaki gerilimi değil, tüm bölgenin güvenlik dengelerini tehdit ediyor. Saldırıların sivil kayıplara yol açması ve İran’ın üst düzey askeri ile bilim insanlarını hedef alması, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Türkiye, bu kritik süreçte taraflara itidal çağrısı yaparak diplomasinin önemini vurguluyor. Fidan’ın Irak ve Ürdün’le yaptığı görüşmeler, bölgesel iş birliğini güçlendirme ve çatışmanın yayılmasını önleme çabalarının bir parçası olarak öne çıkıyor.
İsrail’in İran’a saldırıları: Bölgesel bir kriz mi doğuyor?
İsrail ordusunun İran’a yönelik hava saldırıları, Ortadoğu’da yeni bir krizin fitilini ateşledi. 13 Haziran sabahı başlayan operasyon, Tahran, Tebriz, İsfahan’daki Natanz Nükleer Tesisi, Loristan, Kirmanşah, Şiraz, Huzistan, Hemedan ve Kum gibi şehirleri hedef aldı. İsrail Savunma Bakanlığı, operasyona 200’den fazla savaş uçağı ve insansız hava araçlarının katıldığını duyurdu. Saldırılar, İran’ın nükleer programına darbe vurmayı amaçlasa da sivil yerleşim yerlerinin de vurulması, uluslararası tepkilere neden oldu. İran kaynakları, saldırılarda 78 sivilin hayatını kaybettiğini, 329 kişinin yaralandığını bildirdi. Ayrıca, İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, Hava ve Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade ve 6 nükleer bilim insanının öldürüldüğü açıklandı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, operasyonların “tehlike tamamen ortadan kalkana kadar” süreceğini belirtti, bu da gerilimin daha da tırmanabileceğine işaret ediyor.
Hakan Fidan’ın diplomasi trafiği: Barış için kritik adım
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in saldırıları sonrası Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre, görüşmelerde saldırılar sonrası bölgedeki son durum ve olası güvenlik riskleri ele alındı. Fidan, her iki mevkidaşına Türkiye’nin bölgesel istikrarı koruma kararlılığını vurguladı ve iş birliği mesajı verdi. Türkiye, bu görüşmelerle, çatışmanın yayılmasını önlemek ve tarafları itidale davet etmek için aktif bir rol üstleniyor. Fidan’ın diplomasi trafiği, sadece Irak ve Ürdün’le sınırlı kalmadı; İran, ABD ve diğer bölge ülkeleriyle de temasların sürdürüldüğü belirtiliyor. Fidan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Diplomasi, savaşın tek alternatifidir” diyerek, Türkiye’nin barış odaklı yaklaşımını ortaya koydu.
Bölgesel istikrar için Türkiye’nin rolü
Türkiye, Ortadoğu’daki gerilimlerde tarihsel olarak arabulucu ve istikrar sağlayıcı bir rol üstleniyor. Hakan Fidan’ın son girişimleri, bu geleneği devam ettiriyor. İsrail’in İran’a yönelik saldırıları, sadece iki ülke arasında değil, Irak, Ürdün, Lübnan ve Suriye gibi komşu ülkelerde de domino etkisi yaratma potansiyeline sahip. Fidan’ın Irak ve Ürdün’le yaptığı görüşmeler, bu ülkelerle ortak bir strateji geliştirme ve çatışmanın bölgeye yayılmasını engelleme amacını taşıyor. Türkiye, aynı zamanda Gazze’de devam eden insani krize dikkat çekerek, İsrail’in saldırgan politikalarının bölge genelinde istikrarsızlığı körüklediğini vurguluyor. Fidan, güvenlik toplantılarında, “Bölgemizde artan gerginliğin, Gazze’deki dramdan dikkatleri başka yöne çekmesine izin vermemeliyiz” diyerek, Türkiye’nin çok yönlü diplomasi anlayışını ortaya koydu. Bu süreçte, Türkiye’nin NATO ve diğer uluslararası platformlardaki etkinliği de diplomasi çabalarını güçlendiriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: