Gazete, Şara’nın Batı ile işbirliği yapması ve şeriat hukuku uygulamaması nedeniyle ülkede yeni bir iç savaş riskinin ortaya çıktığını belirtti. Suriye’deki kırılgan yapı, mezhepsel çatışmalar ve yabancı militanların varlığıyla daha da karmaşık hale geldi.
Şara’nın Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) öncülüğündeki İslamcı gruplarla ilişkisi, liderliğinin sorgulanmasına yol açıyor. 31 Mart’ta Suriye’nin kıyı bölgelerinde Alevi topluluklara yönelik saldırılarda 1300’den fazla kişinin öldüğü iddiası, bu grupların IŞİD benzeri yapılarla bağlantısını gündeme getirdi. Şara’nın bu krizleri yönetme şekli, hem iç hem de dış politikada eleştiriliyor.
Şara’nın liderlik krizi
Ahmed el-Şara, 8 Aralık 2024’te Beşar Esad rejimini deviren isyancı koalisyonunun lideri olarak 29 Ocak’ta geçici cumhurbaşkanı seçildi. HTŞ’nin eski lideri olan Şara, Jabhat al-Nusra’yı kurmuş ve al-Kaide’den ayrıldığını açıklasa da, geçmişteki radikal bağlantıları tartışma konusu. Washington Post, Şara’nın Avrupa ve Orta Asya’dan gelen 5000’e yakın yabancı militan’ı yeni orduya entegre etmeye çalıştığını, ancak bu adımın Batılı hükümetlerde endişe yarattığını yazdı.
31 Mart’ta Lazkiye, Jabla ve Baniyas’ta Alevi sivillere yönelik saldırılar, Şara’nın otoritesini sarstı. İngiliz merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, 745 sivil, 125 güvenlik görevlisi ve 148 Esad yanlısı militan’ın öldüğünü bildirdi. Bu olaylar, Şara’nın mezhepsel çatışmaları kontrol altına almakta zorlandığını gösteriyor.
Radikal grupların tepkisi
Şara’nın şeriat hukuku uygulamaması, radikal gruplar arasında huzursuzluk yarattı. X’te, Selefi ideolog Ebu Muhammed el-Makdisi’nin Şara’yı “kafir” ilan eden fetvası geniş yankı buldu. Militanlar, Şara’yı ABD ve Türkiye ile işbirliği yaparak IŞİD ve diğer radikal gruplara karşı operasyon düzenlemekle suçluyor. 17 Nisan’da İdlib’de bir Avrupa kökenli militan, “Jolani yerden, Amerika havadan saldırıyor” diyerek öfkesini dile getirdi.
Şara’nın 14 Mayıs’ta Donald Trump ile Riyad’da görüşmesi, bu tepkileri artırdı. Trump, Esad dönemi yaptırımlarının kaldırıldığını duyurdu ve Şara bunu “tarihi bir karar” olarak niteledi. Ancak, bu adım radikal gruplar arasında ihanet suçlamalarına yol açtı.
Yeni iç savaş riski
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 22 Mayıs’ta Senato’ya yaptığı açıklamada, Suriye’nin “haftalar içinde tam ölçekli bir iç savaşa” sürüklenebileceği uyarısında bulundu. Rubio, ülkenin cihatçı grupların oyun alanı haline geldiğini ve Şara’nın bu grupları kontrol edemediğini belirtti. Washington Post, Şara’nın Kürt, Dürzi ve Hristiyan topluluklarla anlaşmazlıklarının da istikrarsızlığı körüklediğini yazdı.
10 Mart’ta Şara’nın Kürt Suriye Demokratik Güçleri (SDF) ile imzaladığı anlaşma, kuzeydoğudaki petrol bölgelerini merkezi yönetime bağlamayı hedeflese de, Türkiye’nin PKK bağlantısı iddiaları nedeniyle gerginlik yarattı. 31 Mayıs’ta Dürzi liderlerle yapılan görüşmeler, Suwayda’daki özerklik taleplerini çözemedi. Bu durum, Şara’nın birleştirici liderlik hedefini zorlaştırıyor.
Suriye, 16,5 milyon kişinin insani yardıma ihtiyaç duyduğu bir krizle karşı karşıya. X’te kullanıcılar, Şara’nın Batı’ya yakınlaşmasını destekleyenler ve “devrimin ruhuna ihanet” olarak görenler arasında bölünmüş durumda. 2 Haziran’da İstanbul’da yapılacak Rusya-Ukrayna görüşmelerine paralel olarak Şara’nın uluslararası desteği artırma çabası, iç çatışmaları önlemede kritik olacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: