Donald Trump’ın ABD başkanlığına ikinci kez seçilmesiyle dış politikada önemli değişimler yaşanıyor. Avrupa ile ilişkiler yeniden kuruluyor, Ukrayna konusunda karmaşık mesajlar veriliyor.
Trump’ın ikinci döneminde dış politika nasıl değişiyor?
2024 kasım’ında Joe Biden’ı geride bırakarak tekrar Beyaz Saray’a dönen Donald Trump, ikinci başkanlık döneminin ilk aylarında ABD dış politikasında sert ve pragmatik bir dönüşüm başlattı. “önce Amerika” (America First) söylemi geri dönerken, transatlantik ilişkilerde önemli kırılmalar yaşanıyor.
Avrupa ile ticarette yumuşama, güvenlikte mesafe
Trump yönetimi, Avrupa Birliği ile ticari ilişkileri düzeltmeye yönelik açıklamalar yaparken, NATO’ya olan katkı payı tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Almanya ve Fransa gibi ülkeler, ABD'nin güvenlik konularında yalnızlaştırıcı politikalarına karşı daha bağımsız bir Avrupa savunma politikası talep ediyor.
AB komisyonu başkanı Ursula von der Leyen, “Avrupa artık kendi güvenliğini sağlama konusunda kararlılıkla ilerlemelidir,” açıklamasında bulundu.
Ukrayna krizi: Trump’tan karışık sinyaller
Ukrayna devlet başkanı Volodimir Zelenskiy, mart ayında Washington’da Trump ile bir araya geldi. Görüşme sonrası yapılan açıklamalar ise beklendiği kadar net olmadı.
Trump, Rusya’ya doğrudan yaptırım uygulamak yerine barış çağrısı yapmayı tercih etti. Cumhuriyetçi Parti içinde bile bu yaklaşım, “yetersiz ve pasif” olarak değerlendirildi.
Kongre içi dengeler ve iç politika etkisi
Senato ve temsilciler meclisi’ndeki Cumhuriyetçi-ilerici bölünme, Trump’ın dış politikada hızlı karar almasını zaman zaman zorlaştırıyor. Ancak iç politikada aldığı göç ve ekonomi odaklı kararlar, seçmen tabanında karşılık bulmuş durumda.
Trump dönemi uzmanlara ne söylüyor?
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Michael Freeman’a göre:
“Trump’ın ikinci dönemi, sadece ABD’yi değil, tüm Batı bloğunu yeniden tanımlayan bir dönem olabilir. Geleneksel müttefiklik ilişkilerinin yerini daha stratejik, çıkar temelli birliktelikler alıyor.”
Yorumlar
Kalan Karakter: