2025 yılında dünya siyaseti çok kutupluluğa evriliyor. ABD'nin küresel liderliği sorgulanırken Çin, Hindistan ve AB gibi güçler daha etkili hale geliyor. Küresel denge yeniden şekilleniyor.
Tek kutuplu dünya geride mi kalıyor?
Soğuk Savaş sonrası ABD’nin sürdürdüğü tek kutuplu küresel sistem, 2020’li yıllarda yerini daha karmaşık ve çok merkezli bir yapıya bırakıyor. 2025 yılı itibarıyla:
-
Çin, ekonomik ve teknolojik hamleleriyle Asya-Pasifik’te belirleyici konuma geldi.
-
Hindistan, BRICS genişlemesi ve diplomatik ağıyla küresel diplomaside yeni bir merkez haline geldi.
-
Avrupa Birliği, savunma ve çevre politikalarında ortak vizyon arayışını derinleştirdi.
-
Latin Amerika ve Afrika ülkeleri, bölgesel örgütlenmelerle daha fazla söz hakkı arayışında.
Yeni ittifaklar ve kırılgan dengeler
Bu geçiş süreci, yeni işbirliklerini ve çatışma alanlarını beraberinde getiriyor. AUKUS, QUAD, BRICS+ ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi yapılar, NATO’nun yanına alternatif güvenlik mimarileri olarak konumlanmaya başladı. Ancak bu yapıların kurumsal bütünlüğü ve uzun vadeli sürdürülebilirliği halen tartışmalı.
Uzlaşı mı, gerilim mi?
Uzmanlar, çok kutuplu düzenin teorik olarak işbirliği ve denge vaadinde bulunsa da, uygulamada yeni gerilim alanlarına kapı aralayabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle Tayvan krizi, Güney Çin Denizi’ndeki askeri hareketlilik, Ukrayna’daki savaşın uzaması ve İran’ın nükleer programı gibi konular, büyük güçler arasındaki gerilimi besliyor.
Geleceğe dair senaryolar
Jeopolitik uzmanlara göre, önümüzdeki 10 yıl içerisinde;
-
ABD’nin liderlik iddiası azalsa da caydırıcılığı sürecek,
-
Çin ve Hindistan, bölgesel güçten küresel aktöre geçecek,
-
Avrupa, savunma ve dijital egemenlik alanlarında daha bağımsız hareket edecek,
-
Küresel yönetişim modelleri (BM, G20, IMF) reform baskısıyla karşı karşıya kalacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: