Fenerbahçe’nin Rize karşısındaki o 2-0’dan geri dönüşü aslında sadece bir skor hikâyesi değildi — bir karakter manifestosuydu. İlk 15 dakikada gelen şok iki gol, birçok takımın direncini kırabilirdi ama Fenerbahçe tam tersini yaptı: reaksiyon gösterdi. Oyuncuların vücut dili “Bu maçı bırakmıyoruz” diyordu ve sahadaki geri dönüş bu özgüvenin göstergesiydi. 2.yarıda adeta gövde gösterisi ve atılan 5 gol derbi öncesi çok büyük moral oldu ama perşembe günü Avrupa Ligi’nde çok kritik bir sınav daha var. Ferencvaros karşısında Fenerbahçe derbi öncesi zorlu ve kritik bir sınava çıkacak ve özellikle önemli orta saha oyuncularından yoksun olacak. Zor bir mücadele olacaktır ama 3 puanın geleceğini düşünüyorum..
Galatasaray’ın Gençlerbirliği karşısında 1-0 geriden gelip 3-2 kazanması, Fenerbahçe’deki geri dönüş gibi bir başka “direnç gösterisi” oldu sevgili okurlar. İlk golü yedikten sonra oyundan kopmayan, özellikle ikinci yarıda vites yükselten bir Galatasaray vardı sahada. Kanatların aktif kullanımı, ceza sahası içi çoğalma ve skorun peşini bırakmama, bu galibiyetin temel anahtarlarıydı. Ancak skora rağmen, savunmadaki dağınıklıklar ve bireysel hatalar da gözden kaçmadı ve derbi öncesi bu durum ciddi bir uyarı niteliğinde.
Derbiye giderken eksikler ve cezalar da bir diğer önemli başlık.
Derbi öncesi kadro mühendisliği, oyuncu sağlığı, cezalılar ve mental konsantrasyon bu haftanın ana konusu olacak ve bakalım sakat oyunculardan derbiye yetişenler kimler olacak..
Beşiktaş’ın Samsunspor karşısında aldığı 1-1’lik beraberlik, belki de bu sezonun en moralsiz gecelerinden biriydi. Skordan bağımsız olarak sahadaki oyun, temposuz, dağınık ve güven vermekten uzaktı. Taraftarın 90 dakika boyunca sabrı zorlandı; maç bitiminde yükselen “istifa” çağrıları, artık camiadaki bunalımın büyüklüğünü açıkça gösteriyor. Sergen Yalçın’ın takımı organize hücum üretemediği gibi savunmadan çıkarken de ciddi zorluklar yaşadı. Ne bir oyun planı izi, ne bir sahaya yansıyan karakter… Tribünler artık ‘takımın kimliği nerede?’ diye haklı olarak soruyor.
Üstüne bir de Rafa Silva krizi hâlâ çözülmemişken, takımın en kaliteli ayaklarından birinin bu belirsizlikte olması, sadece teknik değil psikolojik olarak da bütünü zedeliyor. Bu durum hem soyunma odasını hem de takım içi dinamizmi negatif etkiliyor. Beşiktaş için şu an en acil ihtiyaç, saha dışındaki kaosu çözmek ve ardından sahadaki oyun kimliğine geri dönmek.
Yorumlar
Kalan Karakter: