AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 22 Haziran’da ABD’nin İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği saldırıyı kınadı. İsrail-İran savaşının 10. gününde ABD’nin çatışmaya katılmasıyla gerilimin tırmandığını belirten Çelik, “Çatışmaların yayılması en kötü senaryoları tetikleyebilir” uyarısında bulundu. Türkiye’nin barış diplomasisi için çaba gösterdiğini vurgulayan Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müzakere masasını tek çözüm olarak gördüğünü ifade etti. İşte açıklamanın detayları ve olası sonuçlar.
Çelik’in açıklaması: Müzakere tek çözüm
Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırısının bölgesel çatışmaları genişletme riskini artırdığını belirtti. “İsrail’in tüm bölgeyi ateşe atmaya çalışan saldırganlığı herkes için tehdit olmaya devam ediyor” diyen Çelik, Erdoğan’ın savaşın başından beri liderlerle yaptığı diplomatik temaslara dikkat çekti. Çelik, “Cumhurbaşkanımız, müzakere masasının yegane çözüm zemini olduğunu vurguladı. Türkiye, barış diplomasisi için her türlü kolaylaştırıcı katkıyı yapmaya hazır” ifadeleriyle, Türkiye’nin arabuluculuk rolüne vurgu yaptı. Çelik’in açıklaması, Dışişleri Bakanlığı’nın “Bu felaket senaryosunun hayata geçmesini istemiyoruz” mesajıyla aynı çizgide.
Bölgesel gerilim ve Türkiye’nin pozisyonu
ABD’nin 22 Haziran sabahı 6 B-2 hayalet bombardıman uçağı ve 30 Tomahawk füzesiyle İran’ın üç nükleer tesisini vurması, İsrail’in 13 Haziran’dan beri sürdürdüğü saldırıları destekleyen bir adım oldu. İran, misilleme olarak İsrail’e 30 füze, içinde Hayber füzesinin de bulunduğu bir salvo fırlattı. Türkiye, bu süreçte hem NATO üyesi olarak ABD ile ittifakını hem de İran’la komşuluk ilişkilerini dengelemeye çalışıyor. Erdoğan, 21 Haziran’da İİT toplantısında İsrail’in saldırılarını “haydutluk” olarak nitelemiş, İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ile görüşerek diplomasi çağrısı yapmıştı. Çelik, bu tutumun haklı çıktığını ve müzakerelerin artık tek yol olduğunu savundu. Türkiye’nin, Katar ve Umman gibi arabulucularla iş birliği yaparak BM nezdinde çözüm arayabileceği belirtiliyor.
Şimdi ne olacak, uluslararası toplumun adımları
ABD’nin saldırısı, bölgesel ve küresel sonuçları olan bir dönüm noktası. İran’ın BM Güvenlik Konseyi’nden acil oturum talep etmesi, uluslararası toplumun tepkilerini şekillendirecek. Olası gelişmeler şöyle:
- İran’ın tepkisi: İran, “tüm seçenekleri” değerlendireceğini açıklarken, Hürmüz Boğazı’nı kapatma veya ABD üslerine sınırlı bir misilleme yapma ihtimali konuşuluyor. Ancak İran’ın askeri kapasitesi, ABD ve İsrail’in hava savunması karşısında kısıtlı.
- BM ve diplomasi: BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, saldırıyı “uluslararası barışa tehdit” olarak niteledi. Ancak ABD’nin veto hakkı, BMGK’da bağlayıcı kararları engelleyebilir. Türkiye, İİT ve BM platformlarında arabuluculuk için baskı yapabilir.
- AB, Rusya ve Çin: AB, diplomasiyi savunurken, Rusya ve Çin İran’ı destekliyor. Çin Dışişleri Bakanlığı, “ABD’nin tek taraflı eylemleri kaosu derinleştiriyor” dedi. Ancak bu ülkeler, doğrudan çatışmaya girmekten kaçınabilir.
- Ekonomik etkiler: Saldırılar, Brent petrol fiyatlarını %10 artırarak 79 dolara çıkardı. Türkiye, enerji ithalatında bu yükselişten etkilenebilir. Hürmüz Boğazı’ndaki riskler, küresel enerji krizini tetikleyebilir.
Türkiye, diplomasi masasını canlı tutmak için İran, ABD ve İsrail’le temaslarını sürdürebilir, ancak gerilimin düşmesi tarafların itidalli adımlarına bağlı. Çelik’in “en kötü senaryolar” uyarısı, çatışmanın bölgesel bir savaşa dönüşme riskini vurguluyor. Uluslararası toplumun, özellikle AB ve Türkiye’nin, müzakere zeminini güçlendirme çabaları kritik önem taşıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: