Brüksel’in masasında bulunan taslak, kamu destekleri ve teşvikler için katı yerlilik şartları getirirken, Türkiye gibi birliğe tam entegre üreticiler için bir engel teşkil ediyor. Sanayi Hızlandırma Yasası için nihai karar günü 28 Ocak 2026 olarak belirlendi. Bu tarihte resmileşecek olan "Made in EU" tanımı, Türkiye’nin Gümrük Birliği’nden doğan avantajlarını kaybetmesine ve yatırım ortamının zayıflamasına neden olma riski taşıyor.
Teknoloji Yığını ve Yeşil Çelik Şartı
Taslak aşamasında olan düzenleme, özellikle elektrikli araçlarda batarya hücresi, paketlemesi ve elektronik aksamında yüksek yerlilik oranı hedefliyor. Bir otomobilin en yüksek katma değerli kısmının Avrupa sınırları içinde üretilmesi zorunlu hale geliyor. Ayrıca, 2030 yılına kadar araçlarda kullanılacak çeliğin yüzde 40’ının düşük emisyonlu "yeşil çelik" olması şartı getiriliyor. Bu durum, Togg gibi yerli markaların yanı sıra Türkiye’de üretim yapan küresel markaların AB pazarındaki rekabet gücünü doğrudan tehdit ediyor.
AB destekli batarya girişimi Northvolt'un iflası, Avrupa'nın yerel üreticilerini korumak için daha katı kurallara yönelmesine neden oldu. Çinli devler CATL ve BYD’nin Avrupa pazarındaki hakimiyeti karşısında "Made in EU" etiketi bir kalkan olarak görülüyor. Ancak bu korumacı refleks, Türkiye’nin "yakın tedarik" merkezi olma vizyonunu belirsizliğe sürüklüyor. Taslak yasalaştığında, AB teşviklerinden sadece Birlik sınırları içinde üretim yapanların yararlanması planlanıyor.
Gümrük Birliği’nin Geleceği ve OSD Uyarıları
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, AB otomobil pazarının yüzde 60'ını oluşturan kurumsal araçlar için "AB'de Üretilmiş" şartı aranmasının kritik bir eşik olduğunu belirtiyor. Eroldu, Türkiye’de üretilen araçların bu tanımın dışında bırakılmasının Gümrük Birliği’nin işlevini yitirmesine yol açacağını vurguluyor. Türkiye’nin bu tanıma dahil edilmemesi, hem yerli üreticiler hem de yan sanayi için büyük bir risk faktörü olarak görülüyor.
Sektör temsilcileri, Türkiye'nin yatırım merkezi olarak kalabilmesi için bu "Avrupalı" tanımına dahil edilmesinin hayati önemde olduğunu ifade ediyor. Aksi senaryoda, Togg, Karsan ve Otokar gibi markaların Avrupa pazarındaki teşviklerden mahrum kalması kaçınılmaz görünüyor. Uzmanlar, Ankara'nın bu süreci Dünya Ticaret Örgütü kuralları çerçevesinde yakından takip etmesi ve diplomatik adımları hızlandırması gerektiğini belirtiyor.
Cengiz Eroldu Kimdir?
Cengiz Eroldu, 1964 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra çalışma hayatına 1989 yılında Tofaş’ta başladı. Kariyeri boyunca Tofaş bünyesinde mali işler, bütçe ve planlama gibi farklı departmanlarda üst düzey yöneticilik yaptı. 2015 yılından bu yana Tofaş CEO’su olarak görev yapan Eroldu, aynı zamanda Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor. Türk otomotiv sektörünün küresel rekabetçiliği ve sürdürülebilirlik dönüşümü üzerine yaptığı çalışmalarla sektörün önde gelen isimleri arasında yer alıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: