İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması, eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kayıp ikinci cep telefonunun bulunmasıyla yeni bir boyut kazandı. 20 Mayıs’ta İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün Beylikdüzü’nde bir eve düzenlediği operasyonda telefon ele geçirildi. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan bir İBB çalışanının telefonun yerini itiraf etmesi, operasyonun fitilini ateşledi. Telefon, şu anda emniyette dijital incelemeye alınmış durumda ve içeriğinin yolsuzluk ve rüşvet ağına dair kritik deliller içerebileceği belirtiliyor.
Soruşturma, suç örgütü yöneticiliği, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma ve kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi gibi ağır suçlamalarla sürüyor. 19 Mart’ta başlayan operasyonlarda İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 48 şüpheli tutuklandı. İtirafçının Kadriye ve Burcu adlı kişiler aracılığıyla telefonu sakladığını söylemesi, soruşturmanın Beylikdüzü Belediyesi dönemine uzanan bağlantılarını gündeme getirdi. Sosyal medyada, telefonun bulunması “yolsuzluk ağının çöküşü” olarak yorumlanırken, İmamoğlu’nun avukatları iddiaları reddetti. İşte operasyonun detayları ve telefonun önemine dair bilgiler.
Telefonun bulunma süreci ve itirafçı
20 Mayıs’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen polis, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan bir İBB çalışanının ifadesi üzerine Beylikdüzü’ndeki bir eve operasyon düzenledi. İtirafçı, İmamoğlu’nun uzun süredir kullandığı ikinci cep telefonunun Kadriye adlı bir kişi üzerinden Burcu isimli birine teslim edildiğini ve kendi evinde saklandığını belirtti. Ancak, telefon sim kartsız bulundu, bu da görüşmelerin gizlenme çabası ya da internet tabanlı iletişim ihtimallerini gündeme getirdi. DHA Genel Müdür Yardımcısı Tamer Oskay, telefonun dijital iz açısından tüm verileri barındırdığını ve İmamoğlu’nun gözaltında teslim ettiği telefonun beş gün önce alındığını ifade etti. Telefonun, İmamoğlu’nun Beylikdüzü döneminden beri kullandığı bir cihaz olduğu ve soruşturma için kritik öneme sahip olduğu vurgulanıyor.
Soruşturmanın kapsamı ve Beylikdüzü bağlantısı
Soruşturma, 18 Ekim 2024’te iş insanı Hüseyin Şentürk’ün ses kaydıyla başladı. Kaydın Karsal Örme şirketi sahibi Hüseyin Köksal ve şoförü Servet Aydın’ın “Çantalarla euro ve dolar taşındığını” anlattığı iddia ediliyor. MASAK raporları, HTS incelemeleri ve 25 tanığın ifadeleri, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediyesi döneminden itibaren yakın çevresini İBB birimlerine yerleştirerek usulsüz ihaleler organize ettiğini öne sürüyor. Medya AŞ, Kültür AŞ, KİPTAŞ ve İSFALT gibi iştiraklerde rüşvet, irtikap ve nitelikli dolandırıcılık suçlamalarıyla 200’den fazla ihalede usulsüzlük tespit edildi. İtirafçı, telefonun Beylikdüzü’deki bir evde saklandığını söyleyerek, İmamoğlu’nun bu dönemdeki faaliyetlerine işaret etti. Fatih Keleş, Taner Çetin ve Murat Ongun gibi isimlerle bağlantılı olduğu düşünülen telefonun, para trafiği ve ihale görüşmelerini içerebileceği belirtiliyor.
Kamuoyu tepkileri ve tartışmalar
Telefonun bulunması, X platformunda büyük yankı uyandırdı. “İmamoğlu’nun kasası açılıyor” gibi yorumlar, soruşturmanın derinleşeceği beklentisini yansıtırken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 30 Nisan’daki Başakşehir mitinginde operasyonları “siyasi bir sindirme girişimi” olarak nitelendirdi. İmamoğlu, Silivri Cezaevi’nden yaptığı açıklamada, “Zorla alınmış beyanlara kimse inanmaz” diyerek itirafçıların baskı altında olduğunu savundu. Avukatları Kemal Polat ve Mehmet Pehlivan, telefonun kişisel bir cihaz olduğunu ve suç delili içermediğini iddia etti. Ancak, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 24 Mart’ta “Yargı bağımsızdır, darbe söylemleri tehlikelidir” diyerek siyasi yorumlara karşı çıktı. Telefonun sim kartsız bulunması, delil karartma tartışmalarını alevlendirdi; bazı kullanıcılar, “Sim kart nerede?” sorusunu gündeme getirdi. Soruşturma, yeni operasyon dalgalarıyla genişleyebilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: