Storyboard çiziminde ulaşılan son aşama da bu yumurtlamanın tam ortasında yer alıyor.
Sanat Şeysi
“Kedi Bakımı ve Sanatı”, “Çiçek Bakımı Sanatı”, “Cilt Bakım Sanatı”… Artık elinizi sallasanız sanata çarpıyor. Biraz özenli bir çalışma, biraz dikkat, biraz hassasiyet, bir gıdım da yetenek söz konusu olunca her şey büyük bir rahatlıkla sanat olarak adlandırılabiliyor. Görüyorsunuz.
Pop şarkıları sanat mıdır, çağdaş güzel sanatlar sanat mıdır, karikatür sanat mıdır, her sahnelenen, izlenilen, okunan sanat mıdır tartışmaları sonlanmadan ortaya yepyeni sanatlar çıkıveriyor.
Storyboard Şeysi
Geçenlerde bir sohbet sırasında çizer arkadaşımın “biz storyboard sanatçıları” demesiyle başlayan bir tartışmanın derlenmiş hali olacak bu yazı şimdiden not düşmüş olayım.
Efenim nedir bu storyboard?
Storyboard bir film veya çizgi roman çizilmeden/ çekilmeden önce sahnelerin basitçe çizilmesi hadisesidir. Filmler için üretilenlerde sabit hareketsiz anlar senaryo kurgusu uyarınca çizilir, aradaki hareketler hayal edilir. Bundan dolayı da düz mantık çerçevesinde çizgi romanla kıyaslanır.
Neden çizilir? Yönetmene ve çekim ekibine yardımcı olması için.
Yani bir senaryo okunur ve vurgu yapılmak istenen anlar belirlenerek çöp adamdan bile basit karalama çizgilerle çizim yapılır. Yönetmen bu ipuçlarına bakarak filmini çeker.
Eskiden çekim senaryosu yazılırdı bu yöntem onun yerini aldı, görsel anlatım çekimlere daha büyük hız kazandırdı.
Birçok çizerin evine ekmek götürmek için sunduğu bu hizmet onurlu ve işlevsel bir iş olarak ele aldığımızda elbette son derece değerli bir alandır şüphe yok. Ancak bu işin sanat olarak nitelenmesi, işte o bakın, ciddi bir sorun.
Storyboard Hizmeti
Bakın, reklam sektörü başta olmak üzere sinema ve dizi filmlerin bu hizmetten yararlandığı biliniyor. Pratik bir yöntem. Neden olmasın?
Peki, ama bu hizmet nasıl sunuluyor gelin ona bakalım.
Bir çizere bir senaryo gönderiliyor, çizer okuyor, bir yönetmene yol göstereceğini umduğu kerteriz noktalarını belirliyor, çoğunluk siyah-beyaz basit çizgilerle karalıyor ve gönderiyor. Bitti, gitti.
Çizer dekoru biliyor mu? Kostümleri, oyuncuları, oyuncuların fiziksel özelliklerini, herhangi bir mekânı, kadrajı, ışığı, renkleri, filmi film yapan herhangi bir ayrıntıyı biliyor mu? HAYIR BİLMİYOR!
Storyboard çizeri çoğunlukla Allah ne verdiyse çizen ve çizdiklerinin çoğu kullanılmayan bir ara eleman konumunda aslında. Çizdiklerinde renk, perspektif, estetik, hayat v.s. olmaz. Üstelik bu çizimler iş bitiminde büyük çoğunluk çöpe atılır. Kimse hatırlamaz onları.
Neden hatırlansın ki? Çizilenlerin büyük bir kısmı kullanılmaz. Yönetmen bir gıdım yararlanır, ardından senaryonun mesajı, kurgudaki dramatik aksiyon, oyuncunun doğaçlamaları, ritim, mekân, ışık, dekor, kostüm koşullarına uygun bir akışa uyarak filmini çeker.
Bu karalamaların neresi sanat olarak görülebilir bilmiyorum ben.
Yönetmene Yol Göstermek
Storyboard sanatçılarının (!) hemen hemen hepsi marş gibi dillendirir bu iddiayı: Yönetmene yol göstermek!
Gerçi yukarıda ben de yazdım bunu ama anlamışsınızdır bu yol gösterme minimal düzeydedir. Yoksa değil midir? Haydi, soru soralım.
Örneğin; bir aşk filmi /dizisi yönetmeni bu çizimler olmasa ne çekeceğini bilemez mi? O kadar mı zordur üç-beş sahneyi tasarlamak ve rejisini yapmak. Yoksa yönetmen elinden tutulup yol gösterilmesi gereken beceriksiz biri midir? Bu çizerler olmasa genel plan, amors, omuz plan falan çekemiyor mu bu insanlar?
Reklam yönetmenleri içeriğine göre sınıflandırılmış şablonları kullanırlar. Bu çizerler olmasa bu şablonu akıllarında tutamazlar mı?
Aksiyon, fantazya, bilim kurgu sineması yönetmeni… Karışık sahneler, hayal gücü, uçuk tasarımlar… Yurt dışından gördüğüm örneklerden bu alanda çizimlerin daha işlevsel olduğu ama bizde… Bizde böyle bir sektör var mı? Yok.
Konumuza dönelim, dehşetengiz işlevsel olsalar bile bu kargacık burgacık çizimlerin sanatsal değerleri var mıdır? Çizerleri sanatçı mıdır? O kadar vazgeçilmez midirler?
Kısacası…
Zamanında bu tartışmayı yaparken ben “sokaktan geçen sinematografik yapıya yakınlığı olan herhangi birini çevirsen çizer onları” demiştim. Bugünlerde görüyorum ki yapay zekâya havale edilmiş iş. Yani bu yüksek sanat dalı fena halde gözden çıkarılmış.
Açıkçası evine ekmek götüren insanların iş kaybı büyük bir trajedidir. İşin bu yanını ayrıca tartışmamız şart. Ancak takdir edersiniz ki kibirle yoğrulmuş “biz olmasak film çekilmez” söylemi içeren “sanat” icadının takdir edilecek bir yanı yoktur.
Yorumlar
Kalan Karakter: